Tag Archives: müzik dinle

Hayko Cepkin – Geç Kaldım

15 Şub

Hayko Cepkin yeni albüm çıkarıyormuş. Çok şaşırdım. Bizim Hayko? Kesinlikle o. Geçtiğimiz günlerden birinde Okan‘da söylemiş bu şarkısını. Hem de piyano olmadan piyano çalmış. Evet evet yanlış duymadınız. Malumunuz Mr. Bayülgen Kanal D’den ayrılıp TV8’e geçti. Kendisinin de çoğu zaman dile getirdiği gibi TV8, Kanal D kadar zengin bir kanal olmadığından piyano alacak parayı bulamamış olsalar gerek stüdyoda piyano yoktu. Hadi piyano yoktu daha ucuz bir klavye de mi yoktu demeden geçemiyor insan. Öte yandan bizim Hayko piyanosuz durur mu? Hani benim piyanom diye kulisi alt üst etti. Ondan sonra Hayko’nun cebinde iphone var parabol adamda zaten çıkarıyor iphone’u açıyor oradan bir uygulamayı. Bağlıyor kulaklık çıkışından ses sistemine başlıyor çalmaya. Zaten Okan’a kafası bozuk efkarlı efkarlı söylüyor Geç Kaldım şarkısını.

Ellerim güçsüz
Bileklerim ince
Tutamam ki kolundan
Kaçıraym sinsice

Şarkının sözlerinden bir kıtayı yukarıda verdik. Bunları yazarken hangi düşünceler içinde olduğu bilinmez fakat yine kulağa hoş gelen bir şarkı yapmış. Yani müzik kendini dinletiyor. Tabi bu yazıyı geç yazıyoruz çünkü ben bu şarkıyı dinlemek için geç kaldım.

Her neyse Hayko Cepkin’in oldukça eğlenceli bir kişilik olduğunu bilmeyen yoktur. Yine geçenlerde programı izlerken bir şeyle karşılaştım. Hayko Cepkin geceleri uyumakta güçlük çekiyormuş. İçimden Recep İvedik’in şu repliğini geçirdim: “Yemin ediyorum aynı benim gibi bir adamsın” işte bu da böyle bir anımdır. Sonuç olarak hayko cepkin geç kaldım ben de senin gibi uyumaya.

Müzik Festivali biletleri satışa çıkıyor!

15 Şub

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Borusan Holding sponsorluğunda 31 Mayıs-29 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek 40. İstanbul Müzik Festivali’nin biletleri 4 Şubat Cumartesi günü satışa çıkıyor

İstanbul’un klasik müzik yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan İstanbul Müzik Festivali bu yıl İstanbul Kültür Sanat Vakfı’yla birlikte 40. yaşını kutluyor. 31 Mayıs–29 Haziran tarihleri arasında 750’nin üzerinde yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’da ağırlayacak ve 2 dünya,
3 Türkiye prömiyerine ev sahipliği yapacak 40. İstanbul Müzik Festivali programında bu yıl, senfoni ve oda orkestraları, vokal konserler, oda müziği, resitaller olmak üzere toplam 23 konser yer alıyor.

40. İstanbul Müzik Festivali’ndeki konserlerin biletleri, 4 Şubat Cumartesi günü
saat 10.00’dan itibaren;
– Biletix satış noktaları,
– Biletix Çağrı Merkezi (0216 556 98 00)
www.biletix.com
– İKSV merkezinden satışa sunuluyor.

İstanbul Müzik Festivali bilet fiyatları, 30 TL ile 400 TL arasında değişiyor. Tüm bilet alımlarında kredi kartı geçerli. Öğrenci biletleri ise İKSV gişesinden kimlik kartı gösterilerek satın alınabilecek.

AÇILIŞ TÖRENİ VE KONSERİ
40. İstanbul Müzik Festivali’nin 31 Mayıs Perşembe akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Açılış Töreni ve Konseri’ni izlemek isteyen müzikseverler biletlerini 4 Şubat Cumartesi gününden itibaren Biletix satış sistemi üzerinden ve İKSV merkezinden satın alabilir. Klasik müzik dinlemek isteyenler için İstanbul Müzik Festivali Açılış Töreni ve Konseri’nin bilet fiyatları ise 120 TL, 80 TL, 50 TL ve öğrenci 30 TL.

Festival sponsorlarına ve katkıda bulunan kuruluşlara birer teşekkür plaketinin sunulacağı Açılış Töreni’nde ayrıca, yorumculuğunun yanı sıra besteci kimliğiyle de tanınan, aralarında Diapason d’Or ve MIDEM Classical Award’ın da bulunduğu pek çok ödüle değer görülen, ünlü piyanist Hüseyin Sermet’e festivalin Onur Ödülü takdim edilecek. Törenin ardından gerçekleştirilecek Açılış Konseri’nde, şef Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu ile Beethoven’ın 9. Senfonisini seslendirecek. Açılış konserinin solistleri geçtiğimiz yıllarda festivalin genç yetenekleri ve Leyla Gencer Şan Yarışması’nın ödüllüleri olan, bugün dünyanın birçok önemli opera evinde başrol oynayan soprano Simge Büyükedes, alto Ezgi Kutlu, tenor Cenk Bıyık ve bas Burak Bilgili olacak.

“BiTamBiÖğrenci” PROJESİYLE ÖĞRENCİLERE DESTEK OLMAK İSTER MİSİNİZ?
İKSV, 2007 yılında başlattığı “BiTamBiÖğrenci” projesinin kapsamını 2012 yılından itibaren genişleterek, işbirliği içinde bulunduğu çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle, sanata duyarlı herkesi, kültürel etkinliklere katılma şansı bulamayan öğrencileri sanatla buluşturmaya devam ediyor. Sanatseverler, 40. İstanbul Müzik Festivali’ndeki konserlere Biletix satış sistemi üzerinden ya da İKSV merkezinden, “BiTamBiÖğrenci” projesine destek vererek, 15 veya 50 TL’lik bir katkıyla festivaldeki tüm konserlere müzik dinlemeyi seven ögrenciler arasından 3 ila 10  öğrencinin katılmasını sağlayabilecekler.

LALE KART ÜYELERİNE ÖNCELİK
Lale Kart sahipleri festival biletlerinde %20–25 oranındaki “Lale üyelerine özel indirim”lerden yararlanabiliyor. Siyah ve Beyaz Lale üyeleri öncelikli biletlerini dünden itibaren alırken, Kırmızı ve Sarı Lale üyeleri ise 1-3 Şubat tarihleri arasında alabilirler.

Yabancı müzik dinleme tutkunları. Sizler de üzülmeyin. Pek yakında sizler için de ayrı güzellikler sunacağız.

Klasik müziğin eğlenceli hali

15 Şub

Oyuncu Memet Ali Alabora ve piyanist Emir Gamsızoğlu tarafından İş Sanat’ta sahnelenen klasik müzik gösterisi ‘Çocuklar için Notada Yazmayanlar’ dördüncü yılında. Bir sonraki gösteri 5 Şubat 15.00’te İş Kuleleri’nde gerçekleşecek. Çocuklara klasik müziği sevdirmeyi amaçlayan gösteri öncesi sanatçılarla gösteriyi ve Türkiye’deki müzik eğitimini konuştuk.

Çocuklar için Notada Yazmayanlar fikri nasıl doğdu?
MEMET ALİ ALABORA: Çocuklar bu eğlenceli gösteride bebeklikten itibaren dinledikleri ninnilerden, çok sevdikleri ünlü çocuk şarkılarına kadar her şeyi buluyor, klasik müziğin aslında kendilerine uzak olmadığını keşfediyor. Biz yıllarca klasik müzik sayesinde çok eğlendik, bu eğlenceli projeyi Türkiye’nin pek çok yerinde yetişkinlerle paylaştık, şimdi de İş Sanat’ta çocuklarla buluşturuyoruz. “Klasik müzik deyince aklınıza ne geliyor?” sorusundan yola çıkan gösteride çocukları klasik müziğin büyülü dünyasını keşfe çıkarıyoruz. Çocuklar gösterinin bir parçası olan soru cevaplarla öğrenirken, aynı zamanda klasik müziğin güzel örneklerini dinliyorlar.
EMİR GAMSIZOĞLU: Çocuklara bildikleri melodileri dinletmek, bilmediklerinden keyif almalarını sağlamak ve müzikli hikâyeler anlatmak üzere müzisyen arkadaşlarımız ve konuklarımızla bu gösteriyi sunuyoruz.
Gösteri ne kadar süredir devam ediyor?
M.A.A.: Dört yıldır. İki yıldır her programda bir konuk alıyoruz. Her seferinde yeni bir konukla izleyicileri şaşırtmak istiyoruz. Pek çok sürpriz sanatçı konuk ettik. Son gösteride tanınmış müzisyen Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları’nı ağırladık.
E.G.: Bu programda en baştan beri İstanbul Trio var. İstanbul Trio, yaklaşık yedi-sekiz sene önce kurduğum klasik müzik piyano triosu. Sanatçılardan Deniz Toygur, Notada Yazmayanlar’ın çocukluktan beri takipçisiydi. Sonra büyüdü ve müthiş bir kemancı oldu. Şimdi bizim triomuzun kemancısı.

DEĞİŞİKLİK SOĞUK HAVA ESTİRDİ

Değişiklik yapıyor musunuz gösteride?
M.A.A.: Yapıyoruz ama bazen olumsuz tepkiler gelebiliyor. Mesela çizgi filmi değiştirdik geçen gösteride, çok büyük hayal kırıklığı oldu. Tekrar ilk çizgi filme döneceğiz. Tom ve Jerry’nin görüntüleri eşliğinde Listz’in İkinci Macar Rapsodisi, yani en ünlü Macar Rapsodisi’ni çalıyordu Emir. Hem o eserin zorluğunu gösteriyorduk hem de tanışıklık sağlıyorduk. Bu sefer yine çok güzel ve zor bir eser seçtik. Flight of the Bumblebee’yi (Arının Uçuşu) çaldı Emir ama onun çizgi film versiyonu hiç tutmadı. Normalde Listz’den sonra inanılmaz bir tepki geliyordu. Bunda resmen bir soğuk hava esti.
E.G.: “Beğenmediniz galiba” dedi Mehmet Ali. “Beğenmedik” dediler.
M.A.A.: Soruyoruz zaten, beğeniyor musunuz diye. Sıkıldınız mı, diyoruz. Mutlaka ve mutlaka programın ortasında da sıkılan 10-15 çocuk oluyor ve dürüstçe de söylüyorlar bunu. Aslında en çok veliler eğleniyor.
Yetişkinlerin tepkileri nasıl?
E.G.: Soru sorduğumuz zaman önce veliler atlayıp cevap veriyor. Yani, ben biliyorum, diye el kaldıranlar falan oluyor. Bir kere Mehmet Ali, sıkıldınız mı çocuklar, diye sordu. En arkadan bir veli, “Hayır hiç sıkılmadık” diye bağırdı. Aileler eve gittiği zaman kendi çocuklarıyla klasik müzik dinleyebilir hale geliyor. Klasik müziğin insanlara kattığı en önemli şey: Sen bir şey söylerken başkası ne söylüyor, onu dinleyebilmek. Batı toplumlarında klasik müzik hayatın içinde doğal olarak var ama bence Türk toplumuna çok lazım. Çünkü insanlara başkalarını dinlemeyi öğretiyor.
M.A.A.: Devamlı izleyicilerimiz sadece klasik müziği öğrenmiyor eğleniyorlar da. Buradaki temel mesele eğlenmek.
E.G.: Eğlenmek kelimesini kullandığınız zaman daha ucuzmuş gibi oluyor. Oyunun amacı haz vermek diyebiliriz.

BLOK FLÜTÜ BULANI İMHA ETMEK LAZIM

M.A.A.: Okullarda müzik eğitiminde kullanılan blok flüt çok kötü bir şey bence. Kısıtlı bir enstrüman. İnsanın müzik dinleme isteğini perçinliyor.
E.G.: Plastik olması sorun. Blok flüt aslında tahta, barok, çok güzel bir enstrüman. Ama bizim kullandığımız plastik hali kötü. Onun eğitim için kullanılması saçma, kifayetsiz bir şey…
M.A.A.: Kim fikriymiş bunu kullanmak acaba? Nereden çıkmış? Onu bulalım ve bu insanı imha edelim…
E.G.: Bence birileri, ‘Blok flüt bizim milli sazımız kavala benziyor’ demiştir. Yedi deliği var. Ama o kadar kötü, zor ki… Eskiden mandolin vardı, vurduğunuzda ses çıkıyordu, insanlar şarkı söyleyebiliyordu ve müzik yeteneği çok daha rahat ortaya çıkıyordu.
M.A.A.: Bizde resim dersinde resim göstermez, müzik dersinde müzik dinletmezler. El becerisi, yetenekleri gelişsin çocuğun ama bu işlerin seçkin örneklerini de göstermek lazım. Zaten keyifli, eğlenceli bir sanat dersi yok. Müzik dinlenen, resimlere, heykellere bakılan, o esnada tarihte ne olduğunu da söylenen bir ders yok. Türkiye’de eğitim sisteminde her şey çoktan seçmeli, beş seçeneğe bağlı. Bütün sistem uyduruk bir sınava endeksli. Onun dışındaki her şey teferruat. Spor da, tiyatro da, resim de, müzik de… Çocuk birine ilgi duyarsa, ‘Aman evladım ne güzel ama önce testini çöz’ denir. Test çözdüğün bir sistemde zaten hiçbir şey olmaz.

Klasik Müzik endüstrisinin küresel platformu Frankfurt Müzik Fuarı

4 Şub

Çalgı alanında dünyanın en büyük profesyonel buluşması olan Frankfurt Müzik Fuarı’nda firmalar bu yıl da çalgı ve çalgı aksesuvarı alanında ürettikleri en yeni ürünlerini sergileyecekler. 2011 yılında gerçekleştirilen fuara müzikseverlerin yanısıra 75.000’in üzerinde firma temsilcisi katılmıştı. Tüm amatör müzisyen ve ziyaretçilerin 30.000’in üzerindeki yeni ürünün tanıtımlarına katılabilecekleri, düzenlenen çok sayıda konseri izleyebilecekleri Frankfurt Müzik Fuarı, yalnızca ticari bir platform olmayıp her yıl çeşitli müzikal etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

Devasa boyutlardaki altı sergi salonundan oluşan fuarda, çalgı endüstrisiyle ilgili akla gelebilecek her türlü ürün yer alıyor. Klasik çalgılar, akustik ve elektronik gitarlar, bakır ve tahta üflemeliler, perküsyon aletleri ve müzik notalarının yanı sıra fuarda her yıl çok geniş bir alanda kayıt sistemleri de sergileniyor.

Frankfurt Müzik Fuarı’na bu yıl 50 ayrı ülkeden binlerce üretici ve distribütörün katılması bekleniyor. 2011 yılında 50 ülkeden 1.500’ün üzerinde katılımcı firma, 119 ülkeden gelen ziyaretçilere ürünlerini sergilediler. Bu yüksek katılım, üretici, satıcı ve müşteriler açısından son derece verimli bir ticaret ortamının yaratılmasına vesile olmuş oldu. Fuar, ticari ziyaretçiler için ayrılan ilk 3 gününde, iş ilişkileri, görüşmeler ve yeni müşteri kazanımları açısından ideal bir ortam sundu.

Andante de ödül veren yayınlar arasında

Cumartesi günü, Frankfurt Müzik Fuarı’nın halka açık günü olduğu için, bu özel gün, üreticiler ve son kullanıcıların birbirleriyle doğrudan iletişim kurabilmelerine olanak tanıyor. Ziyaretçiler gün boyunca gerçekleştirilen konserleri izleyebiliyor, atölye çalışmalarına katılabiliyor ve yeni ürünlerin tanıtımlarını izleyebiliyorlar. Yeri gelmişken hatırlatalım; “ünlü katılımları”, Cumartesi günü, sektörel ziyaretçilere tahsis edilen ilk 3 güne kıyasla daha fazla oluyor; dünyanın pek çok noktasından davet edilen çalgılarının ünlü sanatçıları, firmaların stantlarında en yeni ürünleri deneyerek yeteneklerini sergiliyor ve hayranlarıyla bir araya gelme fırsatı buluyorlar.

Fuarda her yıl, Frankfurt Müzik Ödülü, PRG LEA, Alman Müzik Çalgısı Ödülü ve MIPA Basın Ödülü gibi önemli ödüller dağıtılıyor. Alman Müzik Çalgısı Üreticileri Birliği (Bundesverband der Deutschen Musikinstrumenten-Hersteller e. V. – BDMH ve Frankfurt Müzik Fuarı ortaklığında verilen Frankfurt Müzik Ödülü, her yıl fuarın ilk günü, yorumculuk, kompozisyon, müzikoloji, müzik eğitimciliği dallarında önemli işler başarmış bir kişiye sunuluyor. Bu yılki Frankfurt Müzik Ödülü, günümüzün ünlü İngiliz gitarist John Mc Laughlin’in oldu. Sanatçıya 15 Bin Avro değerindeki ödülü, fuarın açılmasından bir gün önce takdim edilecek.

Öte yandan, her yıl çok titiz bir seçim sürecinin sonunda sahiplerini bulan Alman Müzik Çalgısı Ödülü’nün bu yıl “viyolonsel” ve “Rönesans lavtası” kategorilerinde verileceği önceden duyurulmuştu. Almanya’nın Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yalnızca Alman çalgı üreticilerine yönelik verilen ödül bu yıl Bavyera ve Saksonya eyaletlerinden katılan 7 üretici firma arasında paylaştırıldı. Firmalar ödüllerini 23 Mart’ta fuar alanında düzenlenen bir törenle teslim alacaklar. PRG Canlı Müzik Gösterisi Ödülü (LEA) de yine aynı gün sahibini bulacak. Fuarın, canlı müzik gösterilerine ev sahipliği yapan Festhalle adlı bölümünde gerçekleştirilen bu çarpıcı etkinlikte, sahne üzerindeki ünlü sanatçılar, çoğunlukla ilgi odağı olmaktan uzak olan sahne arkasındaki meslektaşlarına ödül vererek yine güzel bir mesleki dayanışma örneği sergilemiş olacaklar.

Frankfurt Müzik Fuarı Uluslararası Basın Ödülü-MIPA ise bu yıl da yine, aralarında Andante dergisinin de bulunduğu, dünyanın önde gelen müzik ve elektronik müzik aletleri alanındaki süreli yayınların katıldığı bir oylamanın sonucunda belirlenip sahiplerini bulacak. 40 ayrı kategoride ödül alacak olan üreticiler ödüllerini 23 Mart’ta fuar alanında yapılacak törenle teslim alacaklar.

Fuar, çocukların çalgıları tanıması, denemesi ve müzik yapmaları açısından da benzersiz bir olanak sağlıyor. Bu bağlamda tasarlanan Music4Kids, kapılarını fuar kapsamında ilkokul ve ana okullara açacak. Frankfurt Müzik Fuarı’nın ziyaretçileri, halkın ziyaretine açık olan cumartesi günü Music4Kids’e katılabilirler.

Bir etkinlik, iki fuar

Frankfurt Fuarcılık (Messe Frankfurt), etkinlik-eğlence ekipmanları ve hizmet sunumu alanında çalışan firmaların ürünlerini sergilediği Prolight + Sound Fuarı’nı da Müzik Fuarı’yla aynı tarihlerde ve aynı mekânda düzenlemek suretiyle bu büyük buluşmaya ayrı bir değer katıyor. Müzik Fuarı’nın giriş biletine sahip olanlar aynı zamanda Prolight + Sound Fuarı’nı da ziyaret edebiliyorlar.

Frankfurt Müzik Fuarı hakkında tüm merak edilenler için http://www.musikmesse.com adresindeki internet sayfası ziyaret edilebilir. Internet sitesi üzerinden aldığınız biletin yazıcı çıktısını elinde bulundurmanız Fuarın giriş kapısında sıkıntı çekmemeniz için tavsiye olunur.

Ziyaret tarihleri:
21-24 Mart 2012 / 09.00 – 18.00

Giriş ücretleri:
Sektörel Ziyaretçiler (21 – 23 Mart)
Günlük Bilet (önceden ve online) 28.00 Avro (girişte) 43.00 Avro
Mevsimlik bilet (önceden ve online) 45.00 Avro (girişte) 67.00 Avro

Ziyaretçiler (Cumartesi, 24 Mart)
Yetişkinler (önceden ve girişte) 29.00 Avro
Yetişkinler (online ticket) 20.00 Avro
6-12 yaş arası 7.00 Avro
Öğrenci 15.00 Avro
Aile (2 yetişkin ve 6-12 yaş çocuk) 32.00 Avro

Neden Frankfurt Müzik Fuarı’na gidiyorlar?

Üretim alanında gelişkin olmayan Türk müzik çalgıları sektöründen her yıl sadece birkaç zil-vurmalı çalgı üreticisi fuarda stant açıyor. Ama irili-ufaklı pek çok dünya markasının temsilciliklerinin bulunduğu distribütörlük piyasamızda durum daha farklı. Temsil ettikleri markaların yetkilileriyle görüşmeler yapmak, yeni ürünler ve fiyat politikaları hakkında bilgi almak amacıyla her yıl ülkemizden de fuara ziyaretçi statüsünde aktif katılım gerçekleşiyor. Görüşlerini aldığımız sektör temsilcileri, fuara sadece bu işin ticaretini yapan distribütörlerin değil profesyonel müzisyenlerin de mutlaka katılmaları gerektiğini düşünüyor.

Ahmet Pesen (Dore Müzik)

“Birçok çalgıyı aynı mekânda test etme olanağı bulabiliyoruz”

Dore Müzik olarak, kurulduğumuzdan bu yana Frankfurt Müzik Fuarı’na katılıyoruz. Bu fuarın diğer benzeri etkinliklerden en önemli farkı, hitap ettiği Avrupa bölgesinde müzik alanında görülen çeşitlilik sebebiyle, klasik müzik dinlemekten elektroniğe, yerel müziklerden ses sistemlerine kadar müzik ile ilgili her konuda maksimum seviyede ürün sergileniyor olması. Her ne kadar, geçen zaman zarfında internetin getirdiği globalleşme ile fuarcılık endüstrisi kan kaybediyor olsa da, müzikle ilgili gelişmelerin hız kesmemesi ve müzik teknolojileri her geçen gün geliştiği için Frankfurt Müzik Fuarı bu durumdan etkilenmedi. Ancak maalesef, piyano ve diğer klasik müzik çalgılarının sergileme alanlarında geçmiş yıllara göre bir azalma oldu. Müzik teknolojilerinin gelişmesi, fuarın da bu konularda daha etkin olmasını sağladı. Fuar, profesyonel müzisyenler için tabii ki fazlasıyla faydalı, bir arada bulunması neredeyse imkânsız olan birçok çalgıyı aynı gün içinde görüp deneme olanağına sahip olabiliyorsunuz. Bunun dışında, gerek Avrupa’daki müzikle ilgili kuruluşların faaliyetlerini takip edebilmek, gerekse fuara katılan müzisyenlerin konserlerini dinleyebilmek, fuarın önemini daha da artırıyor.

Begüm İmer (Keylan Müzik)

“Türkiye’den profesyonel müzisyenlerin katılımının az oluşu beni şaşırtıyor”

Frankfurt Müzik Fuarı’nı yaklaşık 20 yıldır takip etmekteyim. Bu süreçte fuarda gözle görülür birçok değişiklik yaşadık. Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz elbette fuarı da etkiledi. Geçmiş yıllarda firmaların kendilerine yeni distribütörler bulmaları açısından en uygun ortamdı. İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte fuar bu fonksiyonunu biraz kaybetti. Son birkaç yıldır Avrupalı üreticilerin sayısında azalma görülürken Uzakdoğulu üreticilerin sayısında çok ciddi bir artış dikkati çekiyor. Geçen yıl Çin firmaları fuarın neredeyse yarısını kaplamıştı. Tüm bu gelişmelere rağmen, yine de takip edilmesi gereken, alanında çok önemli bir organizasyon olduğuna şüphe yok. Giriş biletlerini birkaç ay öncesinde internet üzerinden çok uygun fiyatlara edinebiliyorsunuz. Bir distribütör olarak yıllardır takip ettiğimiz fuara her yıl Türkiye’deki müzisyenlerden çok az katılım olması beni hep şaşırtıyor. Frankfurt Müzik Fuarı bence profesyonel müzisyenlerin kesinlikle takip etmeleri gereken bir organizasyon.

İlhan Özdemirci (Kuğu Müzik)

“Profesyonel müzisyenlerin katılması gereken bir organizasyon”

Frankfurt Müzik Fuarı’nı 2004 yılından beri takip ediyorum. Global ekonomik krizle birlikte katılımda gözle görülür bir düşme gerçekleştiğini söylememiz mümkün. Özellikle klasik müzik çalgıları üretimi alanında çalışan Avrupalı firmalar stantlarını küçülme yoluna gittiler. Ama Frankfurt müzik çalgıları endüstrisi alanında en önemli buluşma adresi olma kimliğini hâlâ koruyor. Fuarı Türkiye’den çok daha fazla kişinin takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Sanırım bu katılım eksikliği, fuarı sadece ticari yüzüyle değerlendirmekten kaynaklanıyor. Bence bu çok yanlış bir düşünce, çünkü Frankfurt Müzik Fuarı sadece biz distribütörleri ilgilendirmiyor; profesyonel müzisyenlerin de mutlaka katılmaları gereken bir organizasyon bu.

İbrahim Cangöz (Cangöz Müzik)

“Fuardaki ürün yelpazesi her geçen yıl genişliyor”

Dünyadaki en kapsamlı müzik fuarı olan Frankfurt Müzik Fuarı’nı en az 15 yıldır takip ediyorum. Bu süreçte, dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı, birçok büyük firmanın stantlarını küçülttüğüne şahit olduysak da yine de Frankfurt, her geçen yıl, ürün yelpazesi genişleyen bir fuar olma özelliğini koruyor. Özellikle Çin piyasasından her yıl daha fazla sayıda yeni ürünün fuarda sergilendiğini gözlemliyorum. Ülkemizden daha ziyade müzik çalgıları ithalatçılarının takip ettikleri Frankfurt Müzik Fuarı’na Türkiye’den müzisyenlerin de mutlaka katılmaları gerektiğini düşünüyorum.

Koçer Türköz (Akustik Piyano)

“Her yıl gözle görülür bir düşüş söz konusu”

Frankfurt Müzik Fuarı’na 1996 yılından beri her yıl giderim. Fuar; çalgı, ışıklandırma, seslendirme, piyano ve teknisyenleri için malzemeler başta olmak üzere müzik sektörüyle ilgili aklınıza gelebilecek tüm materyalleri bir arada görebileceğiniz bir organizasyon; ama çapında her yıl gözle görülür düşüş yaşandığı da bir gerçek. Bu kötüye gidişin global ekonomik krizle ilgili olduğunu düşünüyorum. ABD’deki kriz ilk duyulduğunda, neredeyse bütün firmalar, özellikle de Avrupa’dakiler hemen küçülmeye ve kendilerini güvence altına almaya başladılar. Çoğu Avrupa firması Uzakdoğu firmalarıyla ortaklık yaptı (Samick’in Steinway hisselerini alması gibi). Harcamalarını çok kıstılar. Geçtiğimiz yıllarda piyano firmalarına 3-4 katlık salonlar tahsis edilirdi. Geçen yıl ise sadece 5-10 firma görebildim. Eskiden firmalar kutlama yemekleri düzenlerdi, artık onlara bile rastlayamıyoruz. Bu yıl piyano stantlarında sadece ürün kataloglarıyla karşılaşırsam hiç şaşırmayacağım. Fuar, dünyanın yaşadığı darboğaza bağlı olarak kötüye gitse de yine de her müzisyenin takip etmesi gereken bir numaralı organizasyon olma işlevini sürdürüyor. Birçok çalgıyı eşit koşullarda bir arada test edebilmek gibi çok önemli bir fonksiyona sahip.